Veröffentlicht von:

Terekenin Tespiti Davasında Yetkili Mahkeme

  • 3 Minuten Lesezeit

Tereke, mirasbırakanın ölümü sonrasında kalan aktif ve pasif malvarlığının tamamını ifade eder. Terekenin varlığının ve varlığı halinde neleri kapsadığını belirlemek için açılacak olan dava, Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde bir tespit davası niteliğinde olan, terekenin tespiti davasıdır.

Tereke ve terekenin tespitine ilişkin hükümler, Türk Medeni Kanununun 589 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu yazımızda, terekenin tespiti davasında yetki kuralını, yani davanın nerede açılması gerektiğine ilişkin bilgiyi, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 11.10.2021 tarih ve 2021/7424E. 2021/11145K. sayılı ilamı ile birlikte izah edeceğiz. 

TMK madde 589: Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen  tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere  gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan  mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen  yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir.Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran  kişi tarafından; önleme hakimin re'sen karar verdiği hallerde Devlet  tarafından karşılanır.

Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin  sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir  ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli  önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim  yeri sulh hakimine gönderir.

Kanun maddesinden de açıkça görüleceği üzere, tereke ile ilgili işlemler, mirasbırakanın yerleşim yerinde yapılmalıdır. Ancak bu yerleşim yerinin tespiti bazı durumlarda zor olmaktadır. Örneğin yurtdışında yaşayan veya birden fazla yerleşim yeri olan kişiler için, hangi mahkemenin yetkili olacağı, terekenin tespiti davasının hangi şehirde açılacağı veya mirabırakanın sürekli kalma niyetiyle o adreste ikamet edip etmediğini tespit etmek güçtür.

Bu hususta Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin kararı şöyledir;

Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 11.10.2021 tarih ve 2021/7424E. 2021/11145K. sayılı ilamı

KARAR : Dava, murisin terekesinin tespiti istemine ilişkindir. 

İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffanın nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde 18/11/2019 tarihinde vefat ettiği, yerleşim yeri olarak yurtdışı adresinin bulunduğu, yapılan araştırmada Türkiye'de herhangi bir yerleşim yeri adresine rastlanmadığı ve Konya İli, ... İlçesi, ... Mahallesi nüfusuna kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 

... Sulh Hukuk Mahkemesince ise, yapılan kolluk araştırması sonucunda müteveffanın vefat ettiği adresin ... Mahallesi 265/18 Kat:2 No:27 .../İZMİR adresi olduğu, Almanya'da yaşadığı ancak yaz aylarında Türkiye'ye geldiği, 2015 yıllarında doğum yeri olan ... ilçesi, İsaköy mahallesine geldiği 2-3 gün kalıp gittiği vefat ettiği tarihin net olarak 18/11/2019 olduğu, mezarının İzmir/Buca yeni mezarda olduğu, eşi olan ...'in Almanya da yaşadığının tespit edildiğinin bildirildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 

Türk Medenî Kanunu'nun 589. maddesine göre; "Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır." 19/1. maddesine göre de; "Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir." 

Müteveffa hakkında yapılan kolluk araştırmasına göre murisin ölmeden önceki Türkiye'deki son yerleşim yeri adresinin "Buca/İZMİR” olduğunun bildirildiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

Terekenin Tespiti Davasında Yurtdışında ve Türkiye'de İkamet Halinde Yetkili Mahkeme

Yukarıda bahsedilen Yargıtay kararında da belirtildiği üzere, terekenin tespiti davasında yetkili mahkemeyi tespit ederken, mirasbırakanın sürekli ikamet niyeti ile oturup oturmadığı hususuna dikkat edilmesi gerekmektedir.

Bu olayda, mirasbırakanın yerleşim yeri Almanya olup, Türkiye'deki son yerleşim yeri ve vefat ettiği adres Buca/İzmir olarak tespit edilmiştir. Ayrıca, mirasbırakanın nüfusa kayıtlı olduğu yer  de Konya olarak görülmektedir. İlk derece mahkemesi olarak İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi,  bu bilgiler ışığında yetkisizlik kararı vermiş olsa da, Yargıtay yetki kuralının uygulanmasında nüfusa kayıtlı olunan yerin değil, ikamet edilen yerin önem taşıdığını belirtmiştir. 

Yargıtay, mirasbırakan her ne kadar Almanya'da ikamet ediyor olsa da, İzmir'de de sürekli kalma niyetinde olduğuna kanaat getirmiş ve yetkili mahkemenin İzmir Sulh Hukuk Mahkemesi olacağına karar vermiştir.

Özellikle yurtdışında yaşayan kişilerin, terekenin tespiti davası açması hususunda, davayı nerede açacaklarına ilişkin kuşkuları var ise, bahsedilen Yargıtay kararı çerçevesinde, mirasbırakanın nüfusa kayıtlı olduğu yeri değil, Türkiye'de en son ikamet ettiği yeri dikkate alıp, bu ildeki görevli Sulh Hukuk Mahkemesinde terekenin tespiti davası açmaları gerekmektedir. 


Rechtstipp aus den Rechtsgebieten

Artikel teilen:


Sie haben Fragen? Jetzt Kontakt aufnehmen!

Weitere Rechtstipps von Avukat Bahar Özmen