Veröffentlicht von:

Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Hukuka Aykırı Olarak Yapılan İşlemlerin İptali

  • 3 Minuten Lesezeit

Vekalet sözleşmesine ilişkin hukuki düzenlemeler, Türk Borçlar Kanunu’nun 502 ila 514. maddelerinde yer almaktadır. Vekalet sözleşmeleri, tarafların karşılıklı güvenine dayanan ve güven ilişkisi temelinde kurulan bir sözleşme tipidir. Bu sebeple vekil, vekil eden kişinin yararına ve iradesine uygun davranmakla yükümlü olup, görevini sadakat ve özen yükümlülüğü içerisinde yürütmek mecburiyetindedir. Aksi halde vekalet görevinin kötüye kullanılması söz konusu olacak ve vekil, kanuna aykırı olarak yapmış olduğu tüm bu işlemlerden sorumlu olacaktır.  

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız, Türkiye’de yürütecekleri adli ve idari olmak üzere birçok konuda, bu işlemleri yürütmek adına Türkiye’de yaşayan kişileri vekil tayin etme yoluna gitmektedirler. Ancak bazı durumlarda, vekil tayin ettikleri kişiler maalesef iyi niyetli davranmamakta ve kişinin uzakta olmasını fırsat bilerek, vekalet görevlerini kötüye kullanmaktadırlar. Bunlar genelde vekil edenin bilgisi dahilinde olmadan yapılan taşınmaz satışları veya vekil eden adına akdedilen ve hak kayıplarına sebebiyet veren sözleşmeler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu hususta Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin emsal niteliğindeki kararını paylaşmak istiyoruz. Özetle bu davada, Almanya’da yaşayan kişi, Türkiye’de kendisine miras kalan malvarlığına ilişkin işlemleri yürütmek adına yeğenine vekaletname vermiştir. Ancak vekaletnamenin içeriğine hakim olmadığı için, yeğeninin hangi işlemleri yapabileceğini bilmemektedir. Vermiş olduğu vekaletnamede hem satış yetkisi hem de tevkil yetkisi bulunmaktadır. Bu demek oluyor ki, satış yetkisi ile, yeğeni bu kişi adına taşınmazları dilediği kişiye satma konusunda yetkilendirilmiştir. Ayrıca tevkil yetkisi ile de, bu vekaletnameye dayanarak dilediği başka birini, işlemleri yürütme adına vekil tayin edebilecektir. 

Almanya’da yaşayan bu kişi, yeğenine vermiş olduğu vekaletnamenin içeriğinden sonradan haberdar olunca, yeğenini vekillikten azletmiştir. Ancak yeğeni buna rağmen, başka kişiye vermiş olduğu tevkil yetkisi ile taşınmazların satışını gerçekleştirmiştir. İşte bu durumda vekalet ilişkisinin kötüye kullanıldığı açıkça ortadadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 502 vd. hükümlerine dayanarak, taşınmaz satışlarının iptalini talep etmek mümkün olacaktır. 

Vekalet görevinin kötüye kullanılarak yapılan işlemlerin iptaline ilişkin, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.11.2021 tarih ve 2021/760E., 2021/7165K. sayılı ilamı şöyledir;

Taraflar arasında görülen davada; 

Davacı, uzun süredir Almanya'da yaşadığını, mirasbırakanı ...'dan intikal eden taşınmazların destekleme parasının alınması ve taşınmazlarla ilgili yapılacak diğer işlemler için yeğeni olan davalı ...'ı vekil tayin ettiğini, okuma yazması olmayıp, verdiği vekaletnamenin içeriğini bilmediğini, vekaletnamede satış yetkisinin bulunduğunu sonradan öğrendiğini ve vekili azlettiğini, vekil ...'nın ise vekalet görevini kötüye kullanarak vekaletnamedeki tevkil yetkisi ile vekil tayin ettiği dava dışı ... eliyle maliki olduğu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardaki paylarının adına tescilini sağladığını ileri sürerek, çekişme konusu taşınmazlarda davalı adına kayıtlı payların iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. 

Davalı, satış işlemlerinin davacı tarafça verilen vekâletnameye dayanılarak yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. 

Mahkemece, temliklerin vekalet görevi kötüye kullanılarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişdavalı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b.1 fıkrası uyarınca esastan reddedilmiştir

Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. 

KARAR : Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 9.479,14 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/11/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 

Görüldüğü üzere, güven ilişkisi temelli olan vekalet sözleşmelerinde öncelikle, vekil tayin edilen kişiden emin olunması gerekmektedir. Sonrasında, düzenlenecek olan vekaletname metninde, vekile hangi işlemleri yapabileceğine ilişkin verilen yetkilerin ayrıntılı bir şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. Özellikle taşınmaz satışına ilişkin yetki verilmesi hususunda bir niyetiniz yoksa, vekaletnameden bu yetkiye ilişkin cümleleri çıkarttırmanız gerekmektedir.  Aynı şekilde vekilin başka bir kişiyi vekil tayin ederek, sizin adınıza işlem yapmasını istemiyorsanız, vekaletname metninde “tevkil yetkisi” de bulunmamalıdır. Bu sebeplerle, imzalamadan önce vekalet sözleşmesinin tüm metnini ayrıntılı olarak incelemenizi tavsiye ederiz.



Artikel teilen:


Sie haben Fragen? Jetzt Kontakt aufnehmen!

Weitere Rechtstipps von Avukat Bahar Özmen